Obezite Cerrahisi ve Beslenme
Cerrahi yöntemler, obezite tedavisinde en etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Ameliyat bir taraftan besin alımını sınırlandırarak veya emilimi bozarak daha az kalori alınmasını sağlamakta, diğer taraftan da hormonlar üzerine etki göstererek tokluk hissi yaratmaktadır.
Bu süreçte en fazla ve en güvenli ağırlık kaybını sağlayabilmek için, cerrahi öncesinden başlayan takiplerin cerrahi sonrasında da sürdürülmesi esastır. Takip eden ekipte cerrah, endokrinolog, diyetisyen, psikolog ve egzersiz uzmanı yer almalı ve ameliyattan sonra meydana gelecek değişiklikler size en başından açıklanmalıdır.
Cerrahi öncesinde bir diyetisyen tarafından yapılacak beslenme değerlendirmesi hem beslenme yetersizliğinin önlenmesinde faydalı olacak, hem de operasyon sonrası sindirim ve emilimde meydana gelecek farklılıklar ve doğru beslenme tercihleri konusunda bilgilenmenizi sağlayacaktır. Üstelik operasyon öncesinde uygulanacak bir diyet ile kilo vermek, ameliyatı kolaylaştıracak, ameliyat ve hastanede kalma sürenizi kısaltacak hatta sonrasında da daha fazla kilo vermenize yardımcı olacaktır.
Ameliyat sonrasında kademeli bir diyet yaklaşımı uygulanır.
Ameliyattan sonraki ilk 1-2 gün karbonatsız, şekersiz, kafeinsiz içeceklerle açık sıvı diyeti başlanır. Sonrasında yağsız süt, soya sütü, yağsız yoğurt, şekersiz pudingler, sebze suları gibi besinleri içeren sıvılarla devam edilir. Tabi bu dönemde protein takviyesi de ihmal edilmemelidir. Hastadan hastaya değişkenlik göstermekle birlikte 2.-3. haftada püre beslenmeye geçilebilmektedir. Yumurta, et, balık, sebze, meyve, peynirin eklendiği bu dönemde; az ve sık beslenmek, yavaş yemek, iyi çiğnemek, katıyı ve sıvıyı ayrı tüketmek (aralarında en az 30 dakika olacak şekilde), küçük tabak, küçük çatal bıçak kullanmak önemlidir. 4. haftada daha koyu püreler ve çiğnenebilecek gıdalar eklenmekte, yine bireysel farklılıklar olabilmekle birlikte 5. haftadan sonra sağlıklı katı diyete geçilebilmektedir. Sebze-meyve, tam tahıl içeren bu sağlıklı ve dengeli diyetin kalorisi, kiloya, yaşa, boya yani kişisel özelliklere göre belirlenmelidir. Günlük vitamin mineral takviyesi ise unutulmamalıdır.
Ameliyat sonrasında, emilim bozukluğu ve besin tüketiminin azalmasına bağlı meydana gelebilecek kalsiyum, D vitamini, folik asit, demir ve B12 eksikliği ile ilgili taramalar yapılmalı ve ameliyat sonrası takviyelere başlanmalıdır.
Ameliyat türüne göre besin öğesi ihtiyaçları da farklılık gösterebilir.
Tüp mide gibi kısıtlayıcı ameliyatlar sonrası genellikle 60 gram protein almak yeterli olurken gastrik bypass veya duodenal swich gibi emilim bozucu ameliyatlardan sonra protein ihtiyacı 90-120 grama kadar çıkabilmektedir. Özelikle katı gıdaya geçene kadar yeteri kadar protein alındığından emin olmak, eksiklik varsa mutlaka takviye yapmak hem beslenme yetersizliğinin önlenmesi, hem yara iyileşmesinin daha hızlı ve kolay olması, hem de uzun vadede yağsız dokuda meydana gelebilecek kayıpların önlenmesi açısından gereklidir. Yağsız dokuda meydana gelen kayıplar, dinlenme metabolizma hızının azalmasına yani kaybedilen ağırlığın korunmasının zorlaşmasına sebep olmaktadır. Ameliyat sonrası bazı besinlere, özellikle de ete karşı intolerans gelişebilmektedir. Bu gibi durumlarda alternatif protein kaynakları değerlendirilmeli ve yine gerekirse protein takviyeleri kullanılmadır. Dallı zincirli amino asitlerden zengin whey proteinleri midede çözündükleri ve hızlı emildikleri için iyi bir kaynak olabilmektedir.
Özellikle gastrik bypass sonrası hızlı mide boşalmasına bağlı gelişebilecek dumping sendromundan korunmak için ana ve ara öğünlerde tercih edilecek karbonhidratların türü ve miktarı önemlidir. Rafine şeker/işlenmiş karbonhidrattan uzak kalmak, tam tahıl ve lifli gıda tüketimini tercih etmek, günde 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeye özen göstermek, düşük glisemik indeksli* besinleri tercih etmek ve katıyla sıvıyı ayırmak gereklidir.
Yine ameliyat sonrası yeterli sıvı tüketimin doğru içeceklerle sağlanması da dikkat edilecek noktalar arasındadır.
Beslenme takipleri, ameliyatın 1. haftasında başlamalı ve 2. haftada, 1., 2., 3., 6., 9. ayda devam etmeli, herhangi bir sorun olmasa bile yılda bir tekrarlanmalıdır.
Ameliyat sonrası başarı, fazla vücut ağırlığının %50?si?nin kaybedilmesi ve takip eden 3-4 yıl içerisinde kaybedilen ağırlığın %80 korunması olarak tanımlanmaktadır. Ağırlığın uzun süre korunabilmesinin sırrı ise beslenme, davranış değişikliği ve düzenli fiziksel aktivite içeren yeni yaşam tarzının ömür boyu sürdürülmesidir.
(*)Glisemik indeks: Karbonhidratların kan şekeriniz üzerinde meydana getirdiği artıştır. Tam tahıllar gibi düşük glisemik indeksli besinler kan şekerini daha yavaş yükseltirken beyaz ekmek gibi yüksek glisemik indeksli besinler kan şekerinde daha hızlı bir artışa sebep olurlar.